27 Ekim 2017 Cuma
Bazen hepimizin içinde fırtınalar kopar, büyük küçük pek çok sorunla baş etmeye çalışırız. Kimimiz başarıyla üstünden gelir sorunların, kimimiz ise o sorunların içinde kaybolur, dış dünyadan tamamen soyutlamaya başlarız kendimizi. Hatta kendi hayatımıza yabancılaşır, uzaklaşırız. Anlaşılmayı bekleriz. Ancak bizim gördüğümüzü bir başkası göremez. Ne arkadaşlarımız, ne ailemiz, ne sevgilimiz ne de eşimiz. Tek başımıza mücadele etmeye çalışırız. Belki önemsiz bir meseledir içimizde büyüttüğümüz o sorun. Ne fark eder ki? İçimizi kemiren, huzursuz eden bir mesele ne kadar önemsiz olabilir? Her zaman normal olmaya çalışıp, normal olmaya özendiğimiz için bir an önce kendimizi iyileştirmek isteriz. Oysa beynimize kodlanmış “normalleşme” kavramını sözlüklerimizden çıkarsaydık ve “normal olmama” durumunu bir hastalık olarak görmeseydik hepimiz çok akıllı deliler olarak mutlu yaşardık.
Devamını Göster..
Bazen hepimizin içinde fırtınalar kopar, büyük küçük pek çok sorunla baş etmeye çalışırız. Kimimiz başarıyla üstünden gelir sorunların, kimimiz ise o sorunların içinde kaybolur, dış dünyadan tamamen soyutlamaya başlarız kendimizi. Hatta kendi hayatımıza yabancılaşır, uzaklaşırız. Anlaşılmayı bekleriz. Ancak bizim gördüğümüzü bir başkası göremez. Ne arkadaşlarımız, ne ailemiz, ne sevgilimiz ne de eşimiz. Tek başımıza mücadele etmeye çalışırız. Belki önemsiz bir meseledir içimizde büyüttüğümüz o sorun. Ne fark eder ki? İçimizi kemiren, huzursuz eden bir mesele ne kadar önemsiz olabilir? Her zaman normal olmaya çalışıp, normal olmaya özendiğimiz için bir an önce kendimizi iyileştirmek isteriz. Oysa beynimize kodlanmış “normalleşme” kavramını sözlüklerimizden çıkarsaydık ve “normal olmama” durumunu bir hastalık olarak görmeseydik hepimiz çok akıllı deliler olarak mutlu yaşardık.
Devamını Göster..