Daha önce sınava giren ve başarısız olan öğrencilere; başarısızlık sebepleri sorulduğunda, cevaplarının birbirine çok yakın olduğunu görebiliriz. Bu cevaplar aslında sınava hazırlanan bir adayın nelerden uzak durması gerektiğini göstermektedir. Başarılı olmayı hepimiz isteriz. Ama bunun için hayatımızdaki sorumlulukları önem sırasına koymalı ve bir an önce harekete geçmeliyiz. Eğer aşağıda saydığımız özelliklerden sadece birine bile sahipseniz, hemen alışkanlıklarınızı değiştirmeye başlayın. Çünkü tüm bu alışkanlıklara sahip olmak da, alışkanlıklardan vazgeçmek de bizlerin elinde.
İşte Sınavlarda İstediği Puanı Alamayan Öğrencilerin 7 Özelliği;
1- Çalışmak İçin İsteğin Gelmesini Beklerler
Pazartesiyi, Cumartesiyi, Yıl sonunu, Yıl Başını, Ocak ayını Mayıs ayını beklerseniz bu beklemelerin sonunu asla göremezsiniz. Sınava hazırlanan bir öğrenci için 1 dakikanın bile önemi bu kadar fazlayken, istek gelmesini beklemek doğru değildir. O isteği kendiniz içinizde uyandırır ve bir an önce başlarsanız tahmin edemeyecek sonuçlar alırsınız.
2- Plansız Programsız Çalışırlar
Ders çalışma bir çeşit kendi kendini disipline sokma yöntemidir. Dolayısıyla öncelikle ne kadar zamana sahip olduğunuzu bilmek ve bu zamanı, ders dışı aktiviteleri de hesaplayarak, en verimli şekilde nasıl kullanacağınızı planlamak gerekir. Ders çalışma planının üzerinize göre dikilmiş bir elbise gibi olması çok önemlidir. Aksi takdirde planladığınız aktivitelere ve zamana uymanız zorlaşır ve bu da motivasyonunuzu düşürebilir.
3- Televizyon, bilgisayar ve cep telefonu gibi vazgeçmedikleri alışkanlıkları vardır.
Teknolojinin ön plana çıktığı çağda yaşıyoruz. Başarılı olmak bazı şeylerden fedakarlık yapmakla mümkündür. Özellikle cep telefonu, bilgisayar ve televizyondan uzak kalınmalıdır. Aynı anda hem müzik dinlemek hem ders çalışmak da sizlere fayda sağlamaz. Aynı anda sadece bir iş yaparsanız ancak, verim alabilirsiniz. Başarılı olmak istiyorsanız, zihninizi dinlendirecek sizi hedefinize ulaştıracak çalışmalar yaparak bu alışkanlıklarınızı soyutlamaya çalışın.
4- Kendilerine bir hedef belirlemezler, belirlediklerinde ise vazgeçerler.
Kişisel hedef varılmak istenen yer, olunmak istenen konumdur. Hedef koymak zaman kaybını da önler. Hedef konulamadığı ya da konulan hedefler unutulduğu zaman önce zaman kaybı başlar. Sonra kişiler; benlik saygılarını, öz güvenlerini yitirir ve vazgeçerler. Koyulan hedeften vazgeçmek, kendine olan güven kaybını derinleştirir. Hiç hedefsiz ve beklentisiz başarı olmayacağı gibi, başarısızlığın artması yönünde de negatif unsurlardan biridir.
5- Düzensiz yaşamları vardır (uyku ve yemek konusundaki düzensizlikler)
Uyku, beynimizin çok daha etkin şekilde çalışması için şarttır. Aslında beyin uyku sırasında dinlenmez, dışarıdan değil, vücuttan ve kendi içinden kaynaklanan verileri işleyerek uyanıkken olduğu kadar çok çalışır. İnsanın en verimli şekilde iş görmesi için hazırlık yapar. Bunun için de, beyin; verileri işlemek, belleğe kaydetmek, bilgileri ilişkilendirmek, sınıflandırmak, gerektiğinde kolay ve doğru hatırlamak, doğru çıkarım yapmak için gerekli işlemlerin çoğunu uyku sırasında gerçekleştirir. Ayrıca düzensiz beslenme de başarısızlık ile sonuçlanır. Gün boyu fiziksel ve zihinsel performansın en üst düzeyde tutulabilmesi, düzenli olarak ara ve ana öğünlerin tüketilmesi ile mümkündür.
6- Eksik konu ve dersleri tamamlamadan devamlı yeni konu çalışma gayretine girerler.
Geride bıraktığınız, eksik olduğunuzu bildiğiniz, karşınıza soru geldiğinde çözemediğiniz konuları tamamlamadan yeni konuya geçmek başarısızlık getirir. Çünkü sınav müfredatlarında birbiri ile bağlantılı çok fazla konu vardır. Biri öğrenilmeden diğerinin öğrenilmesi mümkün değildir. Ayrıca öğrenilmeden geçen bir konunun pekiştirilmesi de mümkün olmayacağı gibi çözdüğünüz soru sayısının azalması ve alacağınız puanın dolayısıyla istediğiniz aralıkta olmaması anlamına gelmektedir. Her konuyu iyice öğrenip, pekiştirme sorularınızı da çözerek yeni bir konuya geçin.
7 - Başarılı olmak için mevcut (denenmiş ve başarılı olunmuş) yöntemler yerine kendine has yöntemler geliştirirler.
Özgün olmak her zaman iyidir. Ama başarıysa söz konusu olan; kendi kendimize geliştireceğimiz yöntemlerin %100 başarı getireceğinden hiçbirimiz emin olamayız. Hem zamanımız bu kadar kısıtlıyken daha önce denenmiş ve üstelik başarılı da olunmuş yöntemleri kullanmak hiçbirimizin zararına olmaz.
Goethe: "Uğraş kişiyi mutlu kılan şeydir; gücüyle bir kötülüğü kısa sürede iyiye dönüştürür. Bu nedenle, yarın, erkenden iş başına! Evet; dün yaptığınızı yıkılmış bulursanız, tıpkı karıncalar gibi hemen yıkıntıları kaldırmalı, alabileceğiniz önlemleri yeniden düşünüp bulmalısınız. Böyle olursa; dünyanın kendisi yuvarlanıp parçalansa bile, onu siz yeniden kurarsınız, sonsuza dek zevkle..." diyor.
Öyleyse: Çalışmak için uygun bir yer ve zaman aramayınız; çünkü her yer ve zaman çalışmak için uygundur.
Bugünün işini yarına bırakmayın, zira her günün işi kendine yetecek kadardır.